Butun konusma kayitlarimizi saklamistim. 80 yasimiza geldigimizde elimde bi yigin ciktiyla kapina gelip " baaak" diyecektim. "Bak! Neler neler konusmusuz biz!"
Ama olmadi tabi ki. Zaten ben 80ken sen 84 olacaktin. Illa ki olmayasi varmis iste bi sekilde.
Garip Garip İşler
-bi bok anlamadım
17 Mart 2017 Cuma
E belki de insanin yasamaya baslayabilmesi icin icindeki baska bi yönünü öldürmesi gerekiyo olabilir. Belki de daha az dusunmesi filan.. sirf bu yuzden bana "mutlu olmak sana hic yakismiyo" diyen insanlar da olmadi degil. Yahu "duzenim bozulmasin" diye her seyden kosa kosa kacan insana soylenecek soz muydu bu simdi yani.. meh!
Ben gercekten cok ozur dilerim ya..
Kimi zaman gozumun icine baka baka, kimi zaman da yuzume bakamadan soylediginiz yalanlar karsisinda "yalan soyluyorsun" diyemedigim icin.
Her insan degerlidir diye dusunerek sizlere hakettiginizden fazla deger verip kendinizi onemli biri gibi hissettirdigim icin.
Caniniz yanar uzulursunuz diye bazi seyleri, eksikliklerinizi, acizliginizi, zaaflarinizi tokat gibi yuzunuze carpmadigim, mutsuz olursunuz diye gozunuze sokmadigim icin..
Iyi niyetimden hareketle suskunlugumu salaklik, kerizlik ve toyluk zannetmenize izin verdigim, sizi benimseyip kendimden ayirmadigim icin..
Koylu kurnazliginizi, ucuz hayatlarinizi, sahip oldugunuz/ olamadiginiz seylerden dolayi sizi asagilamadigim icin..
Ve ben tum bu kosullara ragmen sirf sizi incitmemek icin kendi kendimi psikolojik olarak yiprattigim, beni tukettiginiz icin.
Gercekten ama gercekten tek tek ozur dilerim.. ben her seyden vazgectim ya. Pes ettim. Alin sizin olsun ne varsa. Hepsi sizin olsun. Ben vefasiz ya da kotu biri degilim. Sadece guzel olan ne varsa ona yonelen, bazi kavramlarin icini doldurmaya calisan biriyim.
Sonucta; itin hatri yoksa bile sahibinin de mi hatri yok.. di mi : )
Kimi zaman gozumun icine baka baka, kimi zaman da yuzume bakamadan soylediginiz yalanlar karsisinda "yalan soyluyorsun" diyemedigim icin.
Her insan degerlidir diye dusunerek sizlere hakettiginizden fazla deger verip kendinizi onemli biri gibi hissettirdigim icin.
Caniniz yanar uzulursunuz diye bazi seyleri, eksikliklerinizi, acizliginizi, zaaflarinizi tokat gibi yuzunuze carpmadigim, mutsuz olursunuz diye gozunuze sokmadigim icin..
Iyi niyetimden hareketle suskunlugumu salaklik, kerizlik ve toyluk zannetmenize izin verdigim, sizi benimseyip kendimden ayirmadigim icin..
Koylu kurnazliginizi, ucuz hayatlarinizi, sahip oldugunuz/ olamadiginiz seylerden dolayi sizi asagilamadigim icin..
Ve ben tum bu kosullara ragmen sirf sizi incitmemek icin kendi kendimi psikolojik olarak yiprattigim, beni tukettiginiz icin.
Gercekten ama gercekten tek tek ozur dilerim.. ben her seyden vazgectim ya. Pes ettim. Alin sizin olsun ne varsa. Hepsi sizin olsun. Ben vefasiz ya da kotu biri degilim. Sadece guzel olan ne varsa ona yonelen, bazi kavramlarin icini doldurmaya calisan biriyim.
Sonucta; itin hatri yoksa bile sahibinin de mi hatri yok.. di mi : )
Küçükken peki öldügümüzde ne olacagiz diye sordugumda, ölümden korktuğumu söyledigimde; korkmama gerek olmadığını, öldükten sonra agaç olacagimi, cicek olacagimi, bulut olup yeryüzüne yağacağımı, sonra golgemde hayvanlarin dinlenecegini, oksijen uretecegimi, arıların bal yapmak icin yapraklarima konacagini, uzun uzun köklerim olacağını, yani kisaca doganin ta kendisi olacagimi, hayat olacağımı ve bu döngünün sonsuz olacagini ve hic ölmeyeceğimi söyleyen nefis bi babanin kızıyım ben.
Böyle bi adam ne kadar kötü olabilir ki.
Böyle bi adam ne kadar kötü olabilir ki.
19 Ocak 2017 Perşembe
1 Temmuz 2016 Cuma
Peki ya affedilebilir mi? Sanmıyorum.
1
seni bir boşluğa attım
gövdemi başka gövdeler bilmeyecek artık
boşluk sesi ol..
hoşluk sesi ol..
sonra dönüp üz beni.
yüzüm yüzünü terk edeli kıştı.
yeni yeni kıştı. kollarım kendi
bacaklarımı sarmıştı. fotoğrafta görünmeyen
ışıklar vardı. sandalyenin ucuna oturmuştum.
gözlerim bacaklarıma dolanan kollarıma,
sonra bacaklarıma, sonra daha uzağa, salondan
da uzağa,
o yok yere bakıyordun.
seni boşluğa attım
gitmek üzereydim kalktım
boşluk sesi ol..
hoşluk sesi ol..
gözlerimdeki ay ışığı
gözlerinin körlüğü içindi.
2
hadi benim umarsızım
ben ölmek üzereyim
yorgunluğum da öyle
sabrımın son parçasını da yedim
az önce.
hadi benim suskunum
geçtiğim yılları yaktım ardımda
çocukluğumdan gelirken düştüğüm
o keskin virajdan
sürüklendiğim bu vakte dek
sıkıca tuttuğum
kırık dökük inançlarım bile
ölmek üzere.
hadi benim kırgınım
kışın bana yaptıklarından,
yazın beni öldüren yıldızlarından sonra
yitirdiğim mevsimler değil,
vaktim yok,
baktığım yerleri yaktım
içime ağladığım suları da içtim
az önce.
3
seni şimdi bir yabancı gibi karşıma alıp
sanki senden bahsetmiyormuşum gibi yapıp
sanki benden bahsetmiyormuşum gibi
hatta bir aşktan bahsetmiyormuşum gibi
fırtınayı ve huzuru anlatacağım sana
yılları ve yolları, limanları ve fırtınayı
ve aşkın belki hiç adı geçmeyen kuzeyini
aşkın bu kuzeyden nasıl düşürüldüğünü,
artık sonsuza dek yitirdiğimizi
büyünün bitişini,
hiç gerekmeyen yıllarda huzur,
çok gereken yıllarda da fırtına
nasıl yaşanır onu anlatacağım.
seni bir yabancı gibi karşıma alıp
bunun dayanıklı bir şey olmadığını
sürekli kılınmadığını, çünkü aşkın
yapılan bir şey olmadığını,
başlangıçta bir melek konduğunu
sonunda bir kelebek öldüğünü,
yani kısacık sürdüğünü, oysa hayatın
bir korkular ve alışkanlıklar bütünü
olduğunu,
bütün bunları sana
nasıl anlatacağım?
4
kalbim
ölü mevsimler gibisin
bir şeyin görünmeyen iyi yanları gibi
ama bitti mevsim,
bir başka yolcu yok sana
fark etmez gibisin.
kalbim
demir masanın küfü,örtünün yırtığı
camın kırığı, patlayan freni hayatımın
kalbim, anla, bitti mevsim
bir başka yolcu yok sana.
Etiketler:
alıntı,
anı,
eskişehir,
kitap,
ne okuyorum
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)